CFO SUMMIT 2022'DE KONUŞMA YAPAN OİB BAŞKANI BARAN ÇELİK:YARI İLETKEN ÇİP KRİZİNİN 2023 YILI SONRASINA UZAMASINI BEKLEMİYORUZ”
22.02.2022
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Türkiye'nin finans-ekonomi alanında en önemli karar alıcılarına ve düşünce önderlerine ev sahipliği yapan CFO Summit 2022 etkinliğine konuşmacı olarak katıldı.
CFO Summit 2022 kapsamında düzenlenen “Yüksek Enflasyon ve Küresel Durgunluk Konjonktüründe Şirketleri Bekleyen Zorluklar” başlıklı panelde soruları yanıtlayan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “Sürekli dalgalanan döviz kurları ihracatçılarımızın sağlıklı fiyatlama yapmasını ve geleceği planlamasını engelliyor. Tabi ki yüksek döviz kurları kısa vadede rekabetçiliğimize olumlu yansıyor. Ancak aşırı yüksek seyreden döviz kurları da bir süre sonra girdi maliyetlerini artırarak ihracatçılarımızı zor durumda bırakıyor. Rekabetçi, istikrarlı ve mümkün olduğunca öngörülebilir bir kur politikası sürdürülebilir ihracat için hayati önem taşıyor. Diğer taraftan çok yüksek seyreden döviz kurları araç fiyatlarını yukarıya çekerek, iç pazarda satışları düşürüyor” dedi.
Geçen yıl yarı iletken çip krizinin otomotiv üretimine damgasını vurduğunu da vurgulayan Baran Çelik “Yarı iletken çip krizinin 2022 yılı ortalarına kadar etkisini devam ettireceği tahmin ediliyor. Bazı tahminler sürecin 2023 yılına kadar uzayabileceği yönünde. Ancak sorunun 2023 yılı sonrasına uzamasını beklemiyoruz” dedi.
Türkiye otomotiv endüstrisinin ihracatından en büyük payı alan tedarik endüstrisinin günümüz araç maliyet yapısında önemli bir paya sahip olan sac şekillendirme, plastik, dövme gibi alanlarda ciddi bir teknolojik ve rekabetçilik birikimine sahip olduğunu da dikkat çeken Baran Çelik, şöyle konuştu:
“Yerlilik oranımız binek araçlarda %70, ticari araçlarda %80 düzeyinde. Ancak otomotiv sanayinde görülen gelişmeler ve teknolojik değişim sonucu, geleceğin araçlarının değer yapısında ciddi değişiklikler olacak. Yıkıcı teknolojiler olarak bilinen bu gelişmelere otomotiv sanayinin ayak uydurması dolayısıyla tedarik sanayinin bu ürün gruplarını en hızlı, en güvenilir ve en rekabetçi şekilde devreye alması gerekli. Gerekli dönüşüm gerçekleştirilemezse yerlilik oranının %20'lere kadar düşme riski bulunuyor. Değişim çok boyutlu olduğundan bu yönde yapılacak çalışmalar da disiplinler arası olmak durumunda. Bu nedenle sektör paydaşlarının hem üretici ve ihracatçı firmalarla hem de kamu kurumları ile yakın iş birliği bugün her zamankinden daha büyük önem taşıyor. TOGG ve Ford Otosan yeni nesil araç yatırımlarının da otomotiv ihracatçılarımıza büyük fırsat sunacağına ve özellikle de tedarik endüstrisi ihracatçılarımızı bu dönüşümün parçaları olmaları yönünde teşvik edeceğine inanıyoruz.”