UHKİB, 2024 YILI GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

16.04.2025

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) 2024 dönemi olağan mali genel kurul toplantısını gerçekleştirdi.

Uludağ İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği çok amaçlı toplantı salonunda gerçekleştirilen genel kurul toplantısının divan başkanlığını Ufuk Ocak, divan katipliklerini de Gaffar İhsan İpeker ve Şakir Matışlı gerçekleştirdi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan toplantıda konuşan UHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Nüvit Gündemir, “Hep birlikte bir dönemi daha tamamladık. 2024 yılı, hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz açısından oldukça zorlu geçti. Sektörümüz, Türkiye ekonomisi içinde çevik yapısıyla en fazla dış ticaret fazlası ve istihdam sağlayan sektör olsa da küresel ve ulusal ekonomik koşullardan derinden etkilendi. Yüksek enflasyonun getirdiği maliyet artışları, döviz kurunun geride kalmasıyla birleşerek Asyalı rakiplerimize avantaj sağladı” dedi.

Türkiye'nin 2004-2013 yılları arası hazır giyim ihracatında dünyada 3. sırada iken 2013-2023 yılları arası 7.sıraya gerilediğini anlatan Nüvit Gündemir, “COVID sonrası Asya ve Kuzey Afrika güçlenerek çıktı. Bangladeş ve Vietnam'ın dünya pazar payı bu dönemde %6 dan %14 e yükseldi. Bu durum, özellikle rekabet gücümüzü ciddi şekilde zayıflattı. Finansmana erişimde yaşanan zorluklar ve hammaddelere uygulanan anlamsız ilave gümrük vergilerinin artışı, ihracatımızı baskılayan diğer unsurlar oldu. Enflasyon, kur, vergiler, teşvik ve desteklerle ilgili sorun ve önerilerimizi ilgili üst makamlara dönem boyunca ilettik. 2022-2024 yılları arası enflasyon %138, asgari ücret %250, faiz %260 artarken kur %101 arttı” ifadelerini kullandı.

“Küresel talep daralması ihracatımızı etkiledi”

Küresel ölçekte yaşanan talep daralmasının da ihracat performanslarına olumsuz olarak yansıdığını ifade eden Nüvit Gündemir, “2024 yılı genelinde UHKİB olarak ihracatımız, bir önceki yıla göre yüzde 10 azalarak 863 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2025 yılı ilk 3 aylık dönemde ise Birliğimiz %14 azalış ile 204 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken Türkiye hazır giyim ve Konfeksiyon sektörü ihracatı %8 azalış ile 4 milyar 84 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Ancak şunu da her platformda vurgulamak isteriz ki tekstil ve hazır giyim konfeksiyon sektörümüz halen toplamda 28 milyar doları aşan ihracatla ülkemizin üçüncü en büyük ihracatçı sektörü ve yılda yaklaşık 18 milyar dolar dış ticaret fazlası oluşturuyor ve bu alanda halen Türkiye'nin lider sektörü konumunda” şeklinde konuştu.

“Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odak noktamız”

Türkiye'nin güçlü köklere ve zengin tarihe sahip olan hazır giyim sektörü olarak geleceğe umutla bakıyor ve yeni stratejiler geliştirdiklerini belirten Gündemir, şunları söyledi:

“Özellikle sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odaklı yatırımlarla ihracatta katma değer yaratmayı hedefliyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sektörümüzü çevre dostu üretim süreçlerine entegre etmek için çalışıyoruz. Karbon ayak izimizi azaltmaya yönelik projelere hız verdik, geri dönüştürülebilir ve yenilikçi ürünler geliştirerek global pazarlardaki rekabet gücümüzü artırıyoruz. Türkiye'yi tekstil ve konfeksiyon sektöründe trend belirleyen bir ülke konumuna taşımak istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızı artırıyor, tasarım odaklı ürünler geliştiriyoruz.

“Sertifika programımız ilk mezunlarını verdi”

Diğer yandan Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, İstanbul Moda Akademisi ve Bursa Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu işbirliği ile sektörümüze nitelikli iş gücü kazandırma amacıyla başlattığımız 'Moda Tasarım Teknolojilerinde Kalıp Geliştirme Sertifika  Programımız' ilk mezunlarını verdi.

Önümüzdeki dönemde ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmek için ABD, Avrupa Asya ve Afrika'ya yönelik faaliyetlerimize devam edeceğiz. Geçtiğimiz ay 216 sayfalık Türkiye Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektörü İhracatta Rekabetçilik Stratejisi Raporumuzu da sizlerle paylaştık.

Dünyadaki 72 büyük firmanın üst düzey yöneticileri ve Ernst and Young'ın dünyadaki 12 ofisindeki sektör uzmanlarının katkısıyla hazırlanan rapora göre Kuzey Amerika'da yüksek katma değerli ürünler için tedarikçi olmak. AB pazarında ekolojik ve yeşil mutabakata uygun ürünlerle hızlı stratejik tedarikçi olmak.

“2025 ve sonrası dönüşüm yılları olacak”

Hepsinden önemlisi artık rolümüz sadece üreten değil organize eden yapıları kurgulamamız. Özetle, 2025 yılı ve sonrası, sektörümüz için büyük değişimlerin ve dönüşümlerin yılı olacak.

Global ticaret arenasında çok hızlı ve farklı gelişmeler meydana geliyor. ABD tarafından dünya geneline uygulanan yeni vergi politikası ile tüm ülkelerden ithalata ek vergi getirildi ve özelde ABD'nin en çok dış ticaret açığı verdiği ülkelere daha yüksek oranlarda ve oranları değişmeye devam eden ek gümrük vergileri uygulanmaya başlandı. Her ne kadar Çin hariç diğer ülkelere uygulamaya 90 günlük bir ara verilmiş olsa da bu yeni paradigmanın devam edeceği açık. Bu kutu açıldı artık eskisi gibi olmayacak Tedarik zinciri yapılarının sonu geliyor ve korumacı yapılar içinde bölgesel üretimler öne geçebilir.

Bu yeni vergi politikası, Türkiye'nin hem ABD'ye hem de Avrupa'ya yönelik hazır giyim ihracatını hem olumlu hem de olumsuz yönlerde etkileyebilecek çeşitli faktörler ve bilinmezlikler barındırıyor.

Türkiye'ye uygulanan yüzde 10'luk ek vergi oranı, Uzak Doğu ve Güney Asya'daki başlıca rakiplerimize göre daha düşük. Bu durum, Türk menşeli hazır giyim ürünlerinin ABD pazarında fiyat açısından rekabet gücünü artırabilir. Ayrıca tedarik zinciri kaymaları da meydana gelecektir. ABD'li firmalar, yüksek vergi oranları nedeniyle Uzak Doğu ve Güney Asya'dan yaptıkları tedariki azaltma ve Türkiye gibi daha düşük vergi uygulanan ülkelere yönelme eğilimi gösterebilirler. Bu durum sektörümüz için yeni ihracat fırsatları yaratabilir. Ayrıca AB'ye uygulanan yüzde 20'lik ek vergi artışı, Avrupalı markaların ABD pazarı için Uzak Doğu'dan tedarik ettikleri ürünleri Türkiye'den sağlama olasılığını artırabilir. Türkiye'nin tasarım, inovasyon kapasitesi ve hızlı üretim yeteneği bu durumu destekleyebilir.

Dikkat etmemiz gereken konu ise uzak doğuda kurulu tesislerin kapasiteleri çok yüksek olduğu için bu yeni politikalar karsısında durmak gibi bir seçenekleri olamaz. Hızlıca diğer pazarlara dampingli fiyatlarla hücum edeceklerdir. Avrupa için dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım.

Diğer taraftan ilave gümrük vergilerinin hem ABD hem de dünya borsalarında yarattığı olumsuz durum, ABD içinde Trump politikalarına karşı artan muhalefet ve ABD tarafından gümrük vergilerinin ülke bazlı müzakere edilebileceği açıklamaları ilave gümrük vergilerinin kalıcı olmama ihtimalini de ortaya koyuyor.”

İlgili Fotoğraflar